Haftanın Kitapları: 10.02.201

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

Jacques Tardi, Jean Vautrin

Halkın Çığlığı: Paris Komünü

çev. Sertaç Canbolat

Versus Kitap, 2010, büyük boy, iki cilt, 166 ve 154 s.

Jacques Tardi ile Jean Vautrin’in ortak çalışmasının ürünü olan Halkın Çığlığı: Paris Komünü, XIX. yüzyılın son çeyreğindeki o kolay kolay unutulamayacak ve yaklaşık iki buçuk ay süren dönemi anlatıyor. Jean Vautrin’in, 18 Mart 1871’de Montmartre’da başlayıp tüm Paris’i saran isyanın hikâyesini anlatığı romanı Türkçede yakın bir zaman önce Halkın Sesi ismiyle yayımlanmıştı (Literatür Yayıncılık, 2010). Versus Kitap tarafından özel bir kutu içerisinde iki cilt halinde yayımlanan ise, Vautrin’in bu romanının çizgi roman versiyonu. Tardi’nin çizgileriyle görsellik de kazanan bu kitapla birlikte, yazarın amaçladığının daha vurgulu bir şekilde gözler önüne serildiği söylenebilir; çizgi romanın girişinde Vautrin, bunu şu cümlelerle dile getirmiş: “İstedim ki, iki buçuk aylık bir süre tutunan ve muhafazakâr dünyayı yüce gönüllü ütopyalarıyla aydınlatanların hiç sönmeyen meşalesini havaya kaldırayım. İstedim ki, tarihimizin temel bir dönemecini, üstüne bir çizgi çekilmiş, ders kitaplarında ‘unutulmuş’ (...) bir dönemi kimi zayıflıklarıyla, kimi sıkıntılarıyla anlatayım. İstedim ki, okuyucu, halkın Parisçesinin konuşulduğunu duysun, eskicilerle, santimcilerle, Urk kanalının eşkıyalarıyla olduğu kadar para tacirleriyle, imparatorluk inşacılarıyla , İşçi Enternasyonali’nin büyük isimleriyle yan yana düşsün istedim. (...) Tardi, rapido kaleminin ucuyla Horace Grondin’in suratını ve Tarpanyan’ın bıyığını çiziktirmeye başladığında, halktan birkaç kadının kimi hareketleri ile tatlı yüzlü La Pucci’yi kabataslak çalıştığında soluğum kesildi. (...) Tardi çizdiğinde anladım ki kiraz vakti geliyordu. Fark ettim ki, metnim, Daumier’sini bulmuştu. O dostumla beraber tekrar ediyorum: Yaşasın Komün!"

John Carlin

Düşmanla Oynamak

çev. Elif Ersavcı

Ayrıntı Yayınları, 2010, 235 s.

Clint Eastwood tarafından çekilen, başrollerini Morgan Freeman ile Matt Damon’ın paylaştığı ve yakın zaman önce izleme olanağını bulduğumuz Yenilmez (Invictus) filminin senaryosu, John Carlin’in bu kitabına dayanıyor. Carlin’in 2000-2007 yılları arasında özel olarak bu kitap için ve 1989’da Güney Afrika’ya yerleştikten sonra gazetecilik mesleği gereği yaptığı röportajlardan yola çıkarak kaleme aldığı Düşmanla Oynamak, Nelson Mandela’yı ve onun “Güney Afrika mucizesi”ni bir spor müsabakası (1995 Ragbi Dünya Kupası) çerçevesinde ele alıyor; daha doğrusu, o mücadele ve alınan sonuç ekseninde, Nelson Mandela’nın hayatını vakfettiği mücadele ve ulaştığı nokta gözler önüne seriliyor.

Rıza Kıraç

Dolphin Video:

Masumiyetimizi Yitirdiğimiz Yıllar

Altın Kitaplar Yayınevi, 2011, 320 s.

Birkaç yıl boyunca Akyol Yokuşundaki bir büroya gidip gelmişliğim dolayısıyla, Rıza Kıraç’ın Akyol’un Tavukuçmaz adıyla bilindiği eski dönemine dair romanına kayıtsız kalmam mümkün değildi; burada, kitabın tasarımının da önemli bir etkisi var. Olayların bir video dükkânı etrafında şekilleniyor olması, kitabın tasarımına da yansımış ve kitap, 80’li yılların “ikon”larından sayılan bir Beta kaset şeklinde sunulmuş (kutusuyla, ön ve arka kapaktaki görselleri ve sırt tasarımıyla). Romanda 80’li yıllara dair ayrıntılara da rastlamak mümkün, ama Dolphin Video’yu bir nostalji kitabı olarak tanımlamak doğru olmaz; daha çok, o dönemin Cihangir’inin Tavukuçmaz’ı ve çevresini videocudan kiralanan filmler ve farklı karakterlerden yola çıkarak ele alan bir roman Dolphin Video.

ed. Lawrence Block

Kara Manhattan

çev. Berna Kılınçer

Everest Yayınları, 2010, cep boy, 278 s.

Kara Manhattan, Everest Yayınlarının “Polisiye Cepte” dizisinin ikinci kitabı, ama aynı zamanda daha geniş kapsamlı bir projeye dahil… New York menşeili Akashic Books, bir süredir, dünyanın belli başlı kentleriyle ilgili özgün öykü kitapları yayımlıyor. Söz konusu kenti iyi bilen ya da bir şekilde orayla özdeşleşmiş yazarların kısa öykülerinin bir araya getirildiği Noir (Kara) serisi, adından da anlaşılacağı gibi o kentin karanlık taraflarına dair; editörlüğünü ünlü polisiye yazarı Lawrence Block’ın üstlendiği Kara Manhattan kitabındaki on beş öykü buna iyi bir örnek... Şimdiye kadar bu seriden Amerika kentleri ağırlıkla olmak üzere, ama Paris, Moskova, Londra, Havana, Dublin gibi kentlerin de olduğu çok sayıda kitap çıktı. İstanbul’la ilgili bir kitap da var, hatırlanacaktır, 2008’de yine Everest tarafından yayımlanmıştı Kara İstanbul. Bir başka deyişle, Kara Manhattan kitabıyla bu seriye Türkçede de devam ediliyor; umarım Everest Yayınları, bu proje dahilindeki diğer kitapları da yayın programına almıştır.

Flannery O’Connor

Her Çıkışın Bir İnişi Vardır

çev. Tomris Uyar, Nazım Dikbaş, Fatih Özgüven

Metis Yayınları, 2011, 250 s.

Köken olarak Amerika’nın güney eyaletlerinden (Lousiana, Mississippi, Georgia gibi) gelen yazarların nereye varacağı kolay kestirilemeyen, netameli bir atmosfere sahip, grotesk bir çerçeve içerisinde o coğrafyayı, o topraklar üzerindeki insanları, sıradan insanları ve yaşamı aktardıkları eserleri “Güney Gotiği” olarak adlandırılan akım içinde anılır. Bu akımın önemli temsilcilerinden biri kabul edilen O’Connor’ın, bir süre öncesine kadar Türkçede yalnızca ilk romanı olan Bilge Kan’ı okuma imkânımız vardı (Can Yayınları, 1999). Ancak 2009’da Metis, yazarın İyi İnsan Bulmak Zor isimli öykü kitabını yayımlamıştı, böylelikle Her Çıkışın Bir İnişi Vardır’la da O’Connor külliyatına devam ediyor.

Joyce Carol Oates

Bir Yazarın İnancı

çev. Elif Erten

Kavis Kitap, 2011, 168 s.

Joyce Carol Oates’ın çeşitli zamanlarda kaleme almış olduğu denemelerini bir araya getirdiği kitabının odağında, “yazmak”, “yazarlık durumu” yer alıyor. Oates, 1978 yılından bu yana Princeton Üniversitesinde yaratıcı yazarlık dersleri veriyor; yani, akademik boyutun da içinde olan bir yazar, ama bu kitabında daha baskın olarak kişisel bir ton duyuluyor, hatta yazarın çocukluk deneyimlerine ve tutkularına ilişkin birkaç deneme de yer alıyor kitapta. Buradan yola çıkarak, kitabın iki yönü olduğu söylenebilir; bir yanda üretken bir yazarın ve bu konuda dersler veren bir akademisyenin “yazmak”la ilgili görüşleri, ama bir yandan da sevilen, takip edilen bir yazarla ilgili ipuçları barındırıyor Bir Yazarın İnancı. Hatta Oates önsözde, bu kitabının yazma sürecinden çok, yazar olma durumunun tedirginliği, değişkenliği hakkında olduğunu belirtmiş özellikle.

der. Nilüfer Erdem

Bir Düşünce Bir Usta

İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2010, büyük boy, 176 s

Bir Düşünce Bir Usta isimli derlemede iki ana bölüm var: İlk bölümde, “psikanaliz tarihinde, kuramı ve pratiğiyle iz bırakmış auteur’ler” (Sigmund Freud, Serge Viderman, Anna Freud ve Hanna Segal)  ele alınmış. Kitabın “Konferanslar” başlıklı ikinci bölümünde de, düzenlenen konferanslar doğrultusunda davetli eğitim analistlerinin yaptığı katkılardan bir derleme sunulmuş. Bu kitap, Psike İstanbul’un (İstanbul Psikanaliz Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Derneği) “Psikanaliz Kitaplığı” kapsamında yayımlandı; İstanbul Bilgi Üniversitesiyle işbirliği içinde hayata geçirilen bu projenin amacı, sunuş yazısında şu şekilde dile getirilmiş: “Amaç, Türkiye’de psikanalizin tanıtılması ve yaygınlaştırılması yolunda ruh sağlığı mesleklerinden olan okurların yanı sıra alan dışından okurlara da ulaşabilmektir. Bir taraftan psikanalizin evrensel ilkelerinin tartışılmasına, diğer taraftan ülkemiz kültürünün psikanaliz kuramı ve uygulaması üzerine etkilerinin araştırılmasına zemin hazırlamak hedefler arasındadır.”